Bel Ağrıları
Her insan hayatının bir döneminde hafif ya da şiddetli bel ağrısı sorunuyla karşılaşır. Bazı ağrılar o kadar şiddetlidir ki “Yerimden kımıldayamadım, bırak işe gitmeyi, tuvalete bile yardımsız ulaşamadım” deyimleriyle tanımlanır. Hasta hareket etmekte zorlanmakta, yardımsız yatağından kalkamamaktadır. Aldığı ağrı kesiciler kısmen fayda vermekte fakat etkisi geçince aynı şiddetle şikayetleri devam etmektedir. Ağrı daha sırta veya ayaklara doğru yayılabilir. Bir hekimin görevi öncelikle ağrının kaynağının hangi sistemimizden köken aldığını tespit etmektir.
Şiddetli ağrılar dışında günlük hayatta rastladığımız müzminleşen ve uzayan orta şiddetli ikinci bir bel ağrısı durumu söz konusudur. Çoğu zaman başlangıçtaki ani şiddetli bel ağrısı dönemini takiben ortaya çıkar. Bu hastalar dönem dönem ağrılarının şiddetlendiği aktarırlar.
Her iki durumda da eğer hastalık omurga kaynaklı olup omurilik ve sinirlere baskı yapıyorsa bel fıtığı söz konusu olabilir ve ayaklarda meydana gelen kuvvetsizliklerde tabloya eklenir. Ağrının getirdiği kısıtlamayla beraber kuvvetsizlikte ikinci bir zorluğa yol açar. Günümüzde bel ağrısının en sık nedeni omurga ve omurilik hastalıklarıdır. Bunun yanında karın için organlar, üreme ve idrar sistemi ile ilgili bazı rahatsızlıklarda bel ağrısı yaratabilir. Ayrıca tanıda mutlaka bu sistemlerde dikkate alınmalıdır. Günümüzde bu ayırımı yapmak çoğu zaman kolay, bazen de son derece zordur. Başlangıçta da söylediğimiz gibi doğru tanı, doğru tedavi için mutlaktır. Çok sık başvurulan görüntüleme yöntemleri (MR gibi) gerekiyorsa çekinilmeden tekrarlanmalı ve sakınılmamalıdır. Bir çok hastada sürpriz sonuçlarla karşılaşabilir. Mevcut bel ağrısı karakter değiştirdiyse ve hasta “bu daha öncekilere benzemiyor” diyorsa dikkatle tekrar değerlendirilmelidir.